Template errors

  • Template public:PAGE_CONTAINER: [E_DEPRECATED] Creation of dynamic property XenGenTr\XGTForumistatistik\XF\Template\Templater::$XT_footer is deprecated (src/addons/XenGenTr/XGTForumistatistik/TL.php:50)

Karia Yolu (Eski Datça-Knidos) Deneyimim Üzerine Tavsiyeler ve Notlar

iamtrippingballs

Süper Üye
Tavsiyeler

  • Su ve yiyecek ikmali yapılabilinecek yerlerin kısıtlı oluşundan dolayı sağlam bir planlama yapmanız şart. Aksi halde çantanıza su ve yiyecek depolamanız gerekeceğinden ağırlık sorunu yaşayacaksınız. Bu da bildiğiniz gibi yürüyüş keyfini baltalayan, performans kaybettiren ve sakatlık riski oluşturan birşey. Daha önceden yürüyüş yapmış kişilerden veya rehber kitaptan mutlaka destek alın. Çerez, bar, kurtulmuş meyve gibi atıştırmalıklar ve 2 litre su ile yola çıkıp ana yemeklerinizi ve takviye suyu planlamanız doğrultusunda rota üzerinden sağlayabilirseniz hafif bir çanta ile mutlu bir yürüyüş yaparsınız.
  • Tozluk. Rota boyu bolca dikenli çalı, ot ve keskin kayalar/yamaçlar var. Trekking için uygun olan bir çift edinin, rahat edersiniz.
  • Düz plaj/havuz/banyo terliği yerine outdoor terlik veya sandalet edinin. Rotanın uygun olduğu yerlerde ayakkabınızı ve çoraplarınızı çıkarıp terlikle devam edin. (bkz: Merrell Hydro MOC) Böylece ayaklarınız dinlenip bolca nefes aldığı için sağlığını koruyacak, su toplaması, koku vb. yaşamayacaksınız.
  • Düdük & Yüksek lümen fener. Rotada yabani hayvan karşılaşması yaşamanız çok yüksek. Ben Karakulak, Yabandomuzu ve hiç beklemediğim bir şekilde ayı ile karşılaştım. Tüm karşılaşmalar gece kamp halinde uykum bölünerek yaşandı. Bu ikili hayvan kaçırmada süper etkili. Sadece ayıyı ikna etmem biraz zaman aldı, karşılıklı atıştık biraz :) (Yiyeceklerim paketli ve o paketlerde kilitli poşetlerde olmasına rağmen ziyaretçilerim oldu. Yemeğimi kamp alanından uzakta yiyip çöplerimi yine kilitli poşetlerde tuttum. Hayvanların kullandığı patikalara kamp kurmamak için öncesinde çevreyi kontrol ettim. Tuvalet ihtiyacımı uzakta giderdim. Su kaynağına yakın da değildim.)
  • Rotanın büyük kısmında telefon çekiyor. Vodafone bazı yerlerde Vodafone GR yani Yunanistan hattına kaydı. Kalamış Koyu’nda servis yok. İlerisindeki Kızılbük’te var. Telefon şart diyorsanız uluslararası tarifelere gözatmanızda yarar var.
  • 18-23 km/sa hızında sürekli rüzgarlarla karşılaştım. Bu kadar rüzgar beklemiyordum. Bayağı rüzgar yedim, hem yürüyüşte hem de kampta. Ekipman ve kıyafet ayarlarken gözönünde bulundurun. (Eylül 20)
  • Baro Cook, TADA ve benzeri alevsiz pişirme kapları/kitleri ile hazır yemekler tüketmenizi ya da hazırlayacağınız soğuk sandviçler ile beslenmenizi tavsiye ederim. Alevsiz pişirme/ısıtma kapları hafif, çok az yer kaplıyor ve kullanması da temizlemesi de çok pratik. Bu kapları kullanmak için özel kitlerinden temin etmeniz gerekiyor. Bir tanesi 50 gr. ağırlığında 20-25 tl. Alevsiz pişirme kapları 500-600 gr, 150-300 tl.
  • Deneyimli bir yürüyüşçü olsanız dahi Karia Yolu’nu solo yürümenizi tavsiye etmem. Sakatlanma, yaralanma ve hastalanma yaşanması çok muhtemel olduğundan en azından duo olarak yürüyün.


Rota Hakkında Notlar:



Seferler ve Saatleri: https://www.mugla.bel.tr/otobussefersaatleri



Kimi ilçede bazı seferler müşteri durumuna göre hareket ettğinden saatleri değişebiliyor. Belediyeyi arayıp ulaşımdan güncel bilgi alabilirsiniz.



Muğla Belediyesi: 444 48 01

Datça Belediyesi: 0252 712 30 98



İlçelere giden araçlar peronlara genelde hareket saatinden bir saat önce geliyor. Araç geldiği gibi gidip oturmak istediğiniz koltuğa herhangi bir eşyanızı bırakmalısınız. Bu o koltuğun tutulduğunu gösteriyor, buralarda işleyiş böyleymiş. Eğer yer tutmazsanız ayakta gidersiniz. Çantanızı bagaja kendiniz koyacaksınız, ezilmemesi için kenara dik koymanızı tavsiye ederim. Eylül 2022’de Datça’ya tek kişi için 65 TL ücret alındı.



Yaygın olarak arıcılık yapıldığı için sürekli kovanlara rastgeleceksiniz. Bal arıları neyse de yaban/eşek/sarıca arılarından sakının. Hem ıssırıp hem sokan bu arının soktuğu bölgedeki şişliğin inmesi 2-3 gün sürebilir. İğne bırakmadığı için saldırganlaşırsa defalarca sokabilir. Arıya alerjiniz varsa ilaç ve kreminizi yanınıza almayı sakın unutmayın. [Ek Bilgi] Arı kovanlarının olduğu bazı yerlerde açıkta veya gizlenmiş su bidonları/variller bulunuyor. Eğer su ihtiyacınız varsa acil durumlarda buralardan su temin edebilirsiniz.

Hızırşah’tan Hayıtbükü’ne kadar bakkal/market yok. Hızırşah’takinde köy bakkalında olabileceği kadar çeşitli ürün var. Domuzçukuru’na inerken dağda su var ama gittğiniz mevsime göre olmayadabilir. Domuzçukuru’nda iki erkek bir kadın üç kişi yaşıyordu gittiğimde. Orası arkadaşları Musa’ya aitmiş, o yokken göz kulak oluyorlarmış. Lisans bekliyormuş Turizm Bakanlığı’ndan, mekan yıkık dökük. Keçiler, tavuklar ve bir köpek var. Herhangi birşeye ihtiyacım olursa söylememi söylediler. İstersem kampta atabilirmişim sahile. Sağolsunlar 5 lt su verdiler ki oradaki en değerli şey SU. Gittiğinizde bu arkadaşlara rastgelirseniz yardımcı olacaklardır.



Eğer Domuzçukuru’nda kalmayıp yola devam ederseniz rota üzerinde kamp yapılabilinecek iki tane ıssız koy var. Daha da ilerlerseniz rotanın bana göre en iyi kamp yeri olan Kızılbük’e ulaşabilirsiniz. Arkası ağaçlık, orman, ön tarafı geniş, kumlu ve çakıl taşlı bir sahil. Doğanın işlettiği özel bir kamp alanı gibi burası. Buraya inen bozuk, engebeli ve zorlu bir araç yolu var. Gün içinde iki araç geldi. Çoğu kişi henüz bilmiyor galiba yolu. Gece inanılmaz bir atmosferi var buranın. Plajda yatıp gökyüzüne bakmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. (Ek Bilgi) Ateş yakmayın. Açıktan geçen tekneler/gemiler tarafından farkedilip şikayet edilebilirsiniz, benden söylemesi.

Rota üzeri bakir koylarda denize girerken dikkat edin. Bazı koylar, taşlık olanlarda, bolca deniz kestanesi var, bazılarında da deniz anası gördüm. Aslan balığı ile ilgili de tehlike olduğu söyleniyordu. Yüzdüğünüz yere dikkat edin arkadaşlar.

Buradan ayrılıp Gabaklar Koyu’na ulaşacaksınız. (Kızılbük diye isimlendirenler de var burayı, isim kargaşası var biraz) Konaklama ve restorant işletmeleri var. Yeme-içme ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Hemen karşı tarafta görünen yer Hayıtbükü. Hayıtbükü’nden Ovabükü’ne doğru inerken sağınızda EzgiM Camping diye bir yer göreceksiniz. Eğer buralarda konaklamayı düşünüyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Burada gece 00:00’dan sonra ses yapmak yasak. Sessiz ve huzurlu bir yer. Tertemiz, düzenli ve fiyatları çok uygun. Yorgun yürüyüşçüler için ideal bir yer. İnternetten yorumlarına bi bakın.
Mesudiye’de okulu geçtikten hemen sonra solda çeşme var. Su ikmalinizi burada yapın. Rota yukarı doğru seyredip özel bir mülkten geçiyor. Dikkat! Burada pitbull cinsi bir köpekle karşılaştım, allahtan zincirliydi. Havlayıp atılmalarına takılmadan uzaktan uzaktan buradan geçiyoruz ;)

Rota burada toprak yola bağlıyor. Zeytin ve badem ağaçları arasına, Mesudiye ve Ovabükü manzaralı bir kamp atmak isterseniz yolun üst tarafları uygun. Buralarda zeytin ağaçlarının birine bağladığım yastığa denk gelirsiniz belki kimbilir :)



Datça’da en popüler yerlerden birisi Palamutbükü. Yer gök apart, butik, otel. Halka açık sahili hemen girişte. Diğer kısımları hep oteller kendilerine ayırmış. Palamutbükü’ne gelmeden önce hemen dibinde Akçabük ve Hubup Koyları var. Kamp atacaksanız ideal yerler. Jandarma gelip kovalarsa arka taraf tepeye doğru gidin. O taraflarda ağaçların arasında sote yerler var kamp için.



Belen dağın başında beş-on haneli bir yer. Çok yaşayan eden kalmamış. Mezarlığı geçince yolun karşısında çeşmesi var. Su ikmali. Değirmen varmış buralarda ama ben göremedim açıkcası.



Kalamış Koyu diye anılan yer minicik bir sahil. Bir ev, bahçesi ve arka tarafta dikili birkaç ağaç. Hüseyin Demir diye biri yaşıyormuş ancak ben gittiğimde kimse yoktu. Sulamayı açıp gitmiş dayı, geri gelir diye bekledim gelmedi. Burada telefon çekmiyor. (Vodafone) Elektrik yok ancak evin girişinde akan bir musluk var. Boş cam şişelerden duvarlar örmüş dayı. İpte battaniye, atlet ve ızgara demiri asılı. Bahçeye üç-dört tane yatak atılmış üst üste. Birkaç alkol şişesi vardı etrafta. Terk edilmiş gibide değil gibi de. Burada kamp yapmaya karar verirseniz plaja veya bahçeye kamp atmanızı önermem çünkü çok rüzgarlı. Hem denizden hem de dağlardan her iki taraftan rüzgar alıyor. Evin girişine veya arka tarafa kamp atmanız daha iyi olabilir.



Bağlarözü kamp için ideal bir yer. İki tane işletme var ama ben gittiğimde kapalıydı. Telefon çekiyor. Sahili taşlık. Arka tarafta ağaçlar var bolca. Üç araba, bir karavan, sahilde iki çadır vardı. Sanıyorum ki su temin edilebilen bir yerde illaki vardır burada çünkü ağaç sulamaları var ve birkaç ev var arka tarafta. (Ek Bilgi) Kalamış Koyu ile Bağlarözü arası rota biraz sıkıntılı. Kıyıdan kıyıdan, büyüklü küçüklü taşlara tırmanıp inerek mini mini sahillere girip çıkarak ilerliyor. Bu kısmı yavaş ve konsantre bir biçimde adımlarınıza dikkat ederek geçin. Bazı yerlerde bir, bazı yerlerde iki elinizi birden kullanmanız gerekebilir.



Knidos’a giden rota bol bol Ege Denizi manzarası eşliğinde, araç yolunun hemen alt kısmından seyrediyor bir yerden sonrada yola çıkıp Knidos’a iniyorsunuz. Knidos’a inerken solda yan yana iki harika koy var. Kamp veya yüzmek için iyi yerler. Birisi isimsiz diğerinin adı Gıynap.
Knidos Antik Kenti’ne giriş 25 TL. Rota antik kentin içinden geçiyor. Yürüyüşü burada sonlandıracaksanız dönüş için birkaç opsiyonunuz var. Gün içerisinde iki kez minibüs geliyor. Biri 14:20 diğeri akşam 19:30. Yalnız bu araçlar talep olursa geliyorlarmış yoksa gelmiyorlar. Diğer opsiyon Yazıköy’e (8 km) yürüyüp oradan 18:30’a kadar süren minibüs seferlerinden biriyle Palamutbükü’ne dönmek. Bir diğeri taksi çağırmak ki Palamutbükü’ne 250-300 TL dediler. En iyisi ise Knidos’a gelenlerden biriyle otostop çekerek Palamutbükü’ne veya Datça’ya dönüş sağlamak keza ben öyle yaptım :)

Sormak istediğiniz sorular varsa buyrunuz arkadaşlar. Tecrübe ettiğimce cevaplamaya çalışırım.
 
Son düzenleme:
Çok güzel notlar yürüyecekler için, çok teşekkürler. Tamamını okudum ama başta belirttiğiniz Ayı, yazının geri kalan kısmını okurken dahi aklımdan çıkmadı. Nedenini bilmediğim bir şekilde Ege ve Akdeniz bölgesi kıyıya yakın bölgelerde Ayı olmayacağına kendimi o kadar ikna etmişim ki gerçekten biraz ürperdim. Sizin kadar soğuk kanlı olabilirmiyim emin değilim, özellikle Ayı ve Kurt sürüsü bilinçaltımda beni korkutuyor.
 
Çok güzel notlar yürüyecekler için, çok teşekkürler. Tamamını okudum ama başta belirttiğiniz Ayı, yazının geri kalan kısmını okurken dahi aklımdan çıkmadı. Nedenini bilmediğim bir şekilde Ege ve Akdeniz bölgesi kıyıya yakın bölgelerde Ayı olmayacağına kendimi o kadar ikna etmişim ki gerçekten biraz ürperdim. Sizin kadar soğuk kanlı olabilirmiyim emin değilim, özellikle Ayı ve Kurt sürüsü bilinçaltımda beni korkutuyor.
Vahşi hayvanlar insanlardan uzak durma eğilimindeler. Hayvanın yaşadığı veya avlandığı bölgeye girdiğinizde kokunuzu alıp ziyaretinize gelirler. Eğer açıkta yiyecek, kampa yakın yemek artıkları, pişen yemek vb. varsa, kamp attığınız yer su kaynağına yakınsa hayvanları sizi ziyaret etmesi için davet etmiş olursunuz. Gündüzleri değil güneş battıktan sonra, akşamları ve geceleri aktif olduklarından genelde karşılaşmalar bu saatlerde olur. Ses ve ışıktan korkarlar. Ekstra önlem olarak biber gazı bulundurabilirsiniz kendinizi güvende hissetmek adına ama son çare olarak gerekirse kullanın.

Ben uzman değilim, sadece tecrübelerinden ve gözlemlerimden yola çıkarak konuşuyorum. Bilgi sahibi arkadaşlar düzeltsin eğer söylediklerim hatalıysa. Vahşi hayvanların insana saldırması için birkaç durum söz konusu. Ya aniden karşılaştığı için korkup saldırganlaşarak ya da yakınlarda yuvası ve/veya yavrusu olduğu için savunma amaçlı. Aç olupta avlanma amacıyla insana saldıran vahşi hayvan duymadım Türkiye’de.

Herkes doğaya gidildiğinde büyük memeli vahşi hayvanlardan bahsediyor tehlike olarak ama esasında küçük zehirli hayvanların tehlikeli olduğunu farketmiyorlar bence. Örneğin Türkiye’deki zehirli yılan, akrep ve örümcek türleri ayı, kurt ve vaşağa kıyasla çok daha tehlikeli ve yaşanması daha muhtemel durumlar.

Büyük vahşi hayvanlardan korktuğunuz kadar onlar da sizden korkuyor. Eğer saldırganlaşırsanız onlar da size saldıracaktır. Bu karşılaşmalara hayvanın sizin ne olduğunuzu merak edip gelmesi ve sizi tartması şeklinde bakılabilir. Sakin kalıp ses çıkarıp ışık tutmak yetiyor.
 
Geçen yılki yangınlar sonrası bölgenin canlanması amaçlı ve yeniden nüfus oluşsun amaçlı bırakılmış bu hayvanlar bölgeye ben , orada kaldığım sürede sadece bir tane ölü domuz gördüm o kadar ayni şekilde. Uzaklıklar asıl sıkıntı yaratanlar özellikle kayalık coğrafyanın yoğun olduğu bölgelerde.
 
Geri
Üst