Kampçılık Gerçekten Keyifli mi? En Çok Neler Huzur Kaçırır?

Levent

Yeni Üye
Bu yaz hem maddi sebeplerden hem de pandemi koşullarında kalabalık tesislere girmek istemediğimizden ötürü, yaz tatilimizi eşimle beraber kamp kurarak geçirmeyi planlıyoruz. Bir sıralama yapacak olsanız, bu tip keyif kamplarında huzur bozan nedenleri önem sırasına göre sıralayabilir misiniz?
 
Ben genellikle her türlü ortama uyum sağlarım. Susuzluk, yorgunluk, hava şartları, bunlar bana hep doğada olmanın bir cilvesi gibi gelir, bu yüzden doğanın karşıma çıkardığı zorlukları pek dert etmem.

Kamp alanında en fitil olduğum olay insan kaynaklı seslerdir. Gece 10'dan sonra bulunduğum bölgede sessizlik olmasını isterim. Çadır dediğiniz şey naylon kumaştan yapılmış bir malzeme. Dışarıdaki fısıldaşma bile inanın olduğu gibi çadırın içine ulaşıyor. Bizim insanımızda kamp kültürü olmadığı için, herkesin uyku saatinde müzik dinler, bağıra çağıra konuşur, yani kısacası kendini kaybeder. O yüzden ben yalnızca ses diyorum.
 
Başta ücretli kamp alanı başlı başına benim huzurumu da keyfimi de kaçırır. Bir kere ücretli, doğada uyumak için birilerine para vermek hiç benlik değil. Özellikle son iki yılda yaz sezonunda ücretli kamp alanlarının "kişi başı* fahiş ücretler istemesi bile bu tarz yerlerden uzak durmak için bir sebep. İkincisi, bu tarz yerler genelde kalabalık olur. Yukarıda da belirtildiği gibi bizim insanımızın kamp kültürü yok. Kimsenin, çevresini huzursuz etmeme gibi bir kaygısı yok. "Para verdim, istediğimi yaparım." kafasında oluyor çoğu insan. Benim mottom: Az insan, çok huzur. Tüm bu sebepler benim kendimi doğada hissetmeme engel olur. Ücretli alanların -kişilerin beklentilerine göre değişen- muhakkak artı yönleri de vardır lakin konu bunun üzerine değil; şimdilik atlıyorum.

Ücretsiz yani tamamen canımızın istediği bir yerde kamp kurmanın da sakıncaları var elbette. Bugüne kadar yaşadığım tüm kötü tecrübelerin malesef insan kaynaklı olduğunu üzülerek söylüyorum. Çadırımı kurmak için gözlerden ne kadar uzak kalmayı da tercih etsem bazen bu mümkün olmuyor. Özellikle çevreme ağzıyla içmeyen bir güruh gelirse sabaha kadar diken üstünde oluyorum. Böyle bir ortamdan sabahın ilk ışıklarıyla uzaklaşıyorum. :)

Kamp kurmanın yasaklandığı, alenen tabelalar ile belirtildiği yerlerden uzak durmak, ilerleyen saatlerde güvenlik güçleriyle muhatap olmamak için iyi bir tercih olabilir. İş yine dönüp dolaşıp gözlerden uzak olmaya geliyor. :)
 
Benim mottom: Az insan, çok huzur
Ayakta alkış :)
Ayrıca kamp konusunda tecrübesi olmayıp, bu işe keyif ve tatil amaçlı başlamak isteyenler için şu yazıyı da buraya bırakıyorum.
 
Bazı köklü kamping işletmeleri var. Mesela Ayvalık'ta Cunda adasında yer alan Ada Kamping. Sanırım 40+ yılı devirmiş bir işletme. Bu tip yerlerde ses çıkaranı, taşkınlık yapanı sepetlerler. Bir de belediyeden yer kiralayıp bu işe soyunanlar var, o tip yerler cidden çekilmez oluyor.
 
Bazı köklü kamping işletmeleri var. Mesela Ayvalık'ta Cunda adasında yer alan Ada Kamping. Sanırım 40+ yılı devirmiş bir işletme. Bu tip yerlerde ses çıkaranı, taşkınlık yapanı sepetlerler. Bir de belediyeden yer kiralayıp bu işe soyunanlar var, o tip yerler cidden çekilmez oluyor.
Dostum güzel söyledin, çok eski bir işletme, gayet düzgün bir yer vs. ama çok ciddi pahalı bir yer. Yani bir defa içeri girip fiyatlarını öğrenince çıkmışlığım var. Kişi başı+cadır yeri şeklinde bir ücretleri var. Bugün iki kişi kendi çadırınla gitsen gecelik 250 lira civarı bir rakam isterler sanırım. Sadece kalmaya o da. Kahvaltı falan da yok. Bence çok yüksek bir rakam kamp yapmaya ödemek için.
 
Dostum güzel söyledin, çok eski bir işletme, gayet düzgün bir yer vs. ama çok ciddi pahalı bir yer. Yani bir defa içeri girip fiyatlarını öğrenince çıkmışlığım var. Kişi başı+cadır yeri şeklinde bir ücretleri var. Bugün iki kişi kendi çadırınla gitsen gecelik 250 lira civarı bir rakam isterler sanırım. Sadece kalmaya o da. Kahvaltı falan da yok. Bence çok yüksek bir rakam kamp yapmaya ödemek için.
Abi boşuna dememişler "para huzur getirir" diye :lol::lol::lol::lollol::lollol::lollol:
 
İşin ehli değilim ancak cidden büyük zevk aldığım için bolca tecrübe etmişliğim var kampçılığı. Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum doğa anadan yana endişe etmenize gerek yok. Endişe etmeniz gereken şeyleri kampa gitmeden öncesi ve sonrası diye ayırmakta fayda var. Öncelikle size uygun mu? Konfor alanınızdan çıkmak, belli başlı bazı şeyleri bir süreliğine de olsa terk etmek sizi nasıl etkiler? Affınıza sığınıyorum, örneğin kampta hela olayı çoğu kişiyi bocalatır. Bunların hesabını yapın. Bir de sakın ola malzeme fetişizmine kapılmayın, kamp atmaktan çok daha fazla yorar. Keza aynı hesabı size eşlik edecek kimseler de yapmalı. Yengeyle pazarlığı bağlamadan dışarıya adım atmayın, derim. Nitekim koşullara ilişkin saat başı şikayet, memnuniyetsizlik bildiren ifadeler işitmek yorar ki çok da olasıdır. Tüm bunlar tamamsa endişe etmeniz gereken tek şey kalıyor geriye: insanlar! Bu zamana kadar kalabalıktan uzak durdum, bir kez pişman olmadım. Size de öneririm.
 
Ben insansız yere giderim de yengeniz tenha yerde korkar. Umarım başımıza iş almıyoruzdur. Evet, belli ki huzurumuzu kaçıracak başlıca şey insan faktörü olacak. Neyse, hayırlısıyla bir gidelim, izlenimlerimi paylaşırım.
 
Geri
Üst